17 Eylül 2011 Cumartesi

Bakterinin özellikler ve bakteri nedir

Bakteri nedir özellikleri nelerdir

 

Bakteriler, Basit yapılı oldukları gibi bir kısımları tek hücrelidir.Bölünüp çoğalırlar fakat çoğalma hızları çok hızlıdır.O kadar mikroskobik canlıdır ki normal bir mikroskopla görülemez ancak çok güçlü bir mikroskop olmalıdır görmek için.biYaşadıkları ortama göre şekil alırlar. Spor denilen çeşitleri, aşırı sıcaklığa, kuraklığa karşı çok dayanıklıdır. Toprakta yaşayan bakteriler normal ısıda; hastalık yapan türleri ise yaklaşık 40 derecede çoğalırlar. Mayalanmada ise havasız yaşayan türlerinden faydalanılır. Zararlı, zararsız çeşitleri olan bakterilerin bir kısmı boya maddeleri ve gaz çıkarırlar, demir, kükürt barındırır, toksin yaparlar. Çekirdeksiz olan bakteriler, bulundukları ortamın, canlının zararına yaşarlar. Havada yaşayanları, ortamdaki oksijeni emer.
Ne bitki ne de hayvan olarak nitelenebilecek bakteriler, ilk defa 1680 yılında Antonie van Leeuwenhoek tarafından gözlenmiştir. Onun kullandığı mercekler bakterileri 200 kez büyütebiliyordu. 10 bin tanesi yan yana dizildiğinde uzunlukları ancak iki uçuk santimetreyi bulan bakteriler, bazı bilim adamlarına göre, dünyanın başlangıcında yeryüzündeki yerlerini ilk alan canlılardı.
Genetikbilimciler, ortam uygunsa 15 saat içinde bir milyon üreyebilen bakterilerden hormon, aşı, ilaç yapımında yararlanırlar.
Read more »

Barometrenin icad edilmesi ve Atmosfer Basıncı



 Aslında herkesin birkere karşılaşmış olduğu ve karşılacağı bir olaydır.Zira kamışla su içince barometre kullanılmış olur. Kamışla meyve suyunu içerken çektiğiniz hava beraberinde suyuda çeker ancak bu olay bilimsel olarak nasıl anlatılır.
Bu olay bize doğal gibi gelir ama bunun nasıl açıklamalı? Eskiçağ bilginleri bu soruya şöyle karşılık verirlerdi: “Doğa, boşluktan nefret eder”, yani boşaltılan havanın yerine mutlaka bir şey doldurmalıdır. Ama bu bir açıklama değildir.
Atmosfer her şeyi bastırır, sıkıştırır tıpkı bulunduğu kabın çeperlerine ve içinde yüzen nesnelerin tümüne basınç yapan bir sıvı gibi. Dalgıçlar birkaç metre derine dalar dalmaz, hemen su basıncını duyarlar. Hava için de az çok aynı şey söz konusudur. Stratosferin en yüksek katmanlarına oranla biz, havanın dibinde çok derinde sayılırız ve sıfır düzeyde havanın ağırlığı, cm²’ye 1,03 gramlık basınç yapar.
Bir kuyuya daldırılan borudaki hava tulumba ile emilince, atmosfer, borunun içindeki suya basınç yapmaz olur, ama kuyunun içindeki suya basınç yapmaya devam eder. Böylece sıvı, borudan yukarıya doğru itilir. Ve su, 10,30 metrelik bir yüksekliğe ulaşınca, bu sıvı sütununun ağırlığı, havanın kuyu yüzeyine yaptığı basınca eşit hale gelir. Bu iki güç arasında denge kurulur ve su artık yükselmez.
Barometre’nin icadı
Bu garip olayı ilk olarak 1643 yılında, İtalyan bilgini Evangelista Torricelli açıkladı. Torricelli, suyun yerine, ondan on üç buçuk defa daha ağır olan cıvayı koymayı akıl etti, bu sayede sütunun yüksekliği aynı oranda kısalmamış oldu. Böylece Torricelli ilk barometreyi gerçekleştirdi. Bir ucu tıkalı ve içi cıva dolu cam bir boru. Bu boru baş aşağı çevrilip açık ucu gene cıvayla dolu bir küvete daldırılır. Borudaki cıvanın bir kısmı küvete akar ve cıva sütunun borunun içinde aşağı yukarı 760 milimetreye kadar iner. O zaman cıvanın ağırlığı, atmosfer basıncı ile eşdeğer olur.
Read more »